Bütüncül Bakış Açısıyla Etkinlikler

İnsan öğrenmek ve yapmak isteme gizil gücüyle doğar. Bu güç insana daha faydalı ve mutlu yaşaması için enerji verir. Yaşam şartlarının yüzyıllar içinde değişmesi, kültürler, medeniyetler bireylerde şu soruları oluşturmalıdır, oluşturmuştur: "nasıl öğrenme?", "ne şekilde yapma?".

Son yüzyıllarda yaşadığımız topraklarda eğitim ve öğretimin nasıl gerçekleştiğine hızlıca göz attığımızda uygulamaya dayalı öğrenmenin öğrencileri daha mutlu edip, toplum için faydalı olduğunu gözlemleyebiliriz. Ancak eğitimdeki imkanların tüm öğrenmelerde uygulama için yetemeyeceği de ne yazık ki açıktır.
Halbuki biz daha uygulamaya dönük, daha bütüncül ve pragmatist eğitimle öğrencileri hayata hazırlama telaşı içindeyiz.

Asıl amacımız öğrencilerin birer yetişkin olduklarında hayata karşı daha başarılı ve olgun tavır sergileyebilmelerini hedeflemek ve buna yönelik yöntemler geliştirmek olmalıysa, eğitim ve öğretim için yapılmasının verimlilik arz ettiği davranışları sergilememiz şarttır. Bunlardan birincisi kendimizi geliştirmek olmalıdır. Ebeveynler ya da çocuğun yakınları olarak onlarla birlikte bir etkinlik düzenleyeceksek; bu etkinliğin ne yarar sağlayacağı, aslında hangi davranışı kazandırmayı hedefleyeceğimiz, B planlarımız ve  planlarımızdaki zarar oluşturma ihtimali olan faktörler, etkinlik içinde yer alacak olan malzeme ve maddeler, etkinlik hakkında alınacak önlemler ve acil durumlarda neler yapılacağı hususlarında bilgi sahibi olmak; kısacası çocuklarla düzenlenecek etkinlerle ilgili, etkinlik öncesi fizibilite çalışması yapmak rehberliğimizin ilk önemli noktası olmalıdır.

Bütüncül eğitimi, multidisipliner yaklaşımı genel anlamda kavrayabilmek diğer önemli noktalardan biridir. Bilindiği gibi çocukların öğreneceği birçok önemli tecrübe vardır. Bunların her biri için ayrı etkinlikler yapmak ya da tersinden düşünürsek bir etkinlik süresince sadece bir bilginin ya da edimin kazanılmasını hedeflemek verimlilik açısından da pek de karlı bir çözüm değildir. Bunun yerine eğitim ve öğretimin, farklı disiplinlerin bir arada verileceği etkinlikler çocukların ilgisini çekmekle birlikte onlara birçok kazanım da sağlayabilir. Birlikte yaptığınız bir deneyin sonucuna değil her aşamasının da bir bilgi içerebileceği; hatta siz birlikte yeni öğrenimlerle ilişki halinde olduğunuz sürede bile; işbirliği, yardımlaşma, grup çalışması gibi edimleri de kazandırabileceğimizin bilincinde olmamız gerekir. Bu şuura sahip bireyler çocuklarının karakter eğitiminde doğru adımlar atmak için çabalarlar.

Nasıl öğretmemiz gerektiği kadar neleri öğretmemiz gerektiği konusunda da bilgilenmek çocukların kritik dönemlerinden istifade edebilmek için yararlıdır. Bilindiği gibi çocuklar da davranışların öğrenilmesi açısından verimlilik oluşturan belli yaşlar mevcuttur. Örneğin mahremiyet eğitimi ile öz başarı algısının kazanıldığı yaşlar aynı yaşlara tekabül etmez. Bu çocuk gelişimi özellikleri ile ilgilidir. Çocuklarının kritik dönemlerinin bilincinde olan ebeveynler çocuklarının hangi yaş döneminde hangi edimleri kazanmak için daha uygun olduklarını bilebilirler. Örneğin 5 yaşındaki çocuk sizin suyun belli bir derecede kaynayacağını ya da bazı maddelerin düşük sıcaklıkta kaynayacağını söylemenizden bir şey anlamayacak ancak kaynayan suyun buharlaştığını görüp algılayabilecektir. Siz gelişim özelliklerini dikkate alarak çocuklarda farkındalık yaratabilir ve öğrenmeye olan arzularını öldürmeden rehberlik yapabilirsiniz.

Açıkça ifade edilebilir ki; çocukların yaşları, gelişimsel özellikleri dikkate alınarak eğitim ve öğretimde aileleriyle öğrenmeleri konusunda rehberlik edenlerin bilinçli olması, ilgi ve meraklarını yitirmeden onların kendilerini de geliştirebilecekleri düzeyde etkinliklerle birlikte öğrenmelerinde en önemli etmendir. Bilinçli olmak ise elbette; çocukların eğitiminde kritik dönem özelliklerini bilmek, etkinliklerin içeriği hakkında kendi bilgilerimizi tazelemek ve bu çerçevede bilgileri düzenlemekle mümkün kılınabilir.

Yorumlar

Popüler Yayınlar