Narsisizm & Özseverlik
Bencil duygular, çıkarı doğrultusunda hareket etmeler arttıkça toplumdaki her birey daha fazla kendini savunmanın yolunu düşünmeye başlıyor. Bu noktada aklımıza gelen soru şu: "Benciller de çocuktu, çocuk olduklarında bencil değildiler, ne değişti?"
Dilerseniz bu sorunun cevabını sona bırakıp narsisizm bahsedelim. Narsisistik ruh hali büyüklük ruh hali olarak da tanımlanır. Başkalarını anlayamama, davranışlarda görülen büyüklenme, beğenilme ihtiyacı, kendini özel ve önemli görme, empati yapamama gibi durumlarla bu ruh hali kendini açık eder. Narsistler kibirlidir, saygı göstermekten ziyade saygı beklerler. Gerçek sorunları sevememektir. Başkalarına karşı sevgi göstermez ancak saygı ve itibar beklerler. Bilinçaltında kendilerini değersiz ve eksik hissederler, bunu kapatabilmek için de kusursuz olma çabası içindedirler.
Ne yazık ki, dünya üzerinde değişen değerlerle ve yaşam tarzıyla birlikte bencilleşen bireylerin arttığını da söylemek mümkündür. Peki henüz bencilleşmeden, narsist olmadan, narsisistik ruh haline yaklaşmadan neler yapılabilir?
Çocukları henüz çocukluklarının ilk yıllarından itibaren onları, paylaşmayı öğrenecekleri şekilde yetiştirmek önemlidir. Paylaşımcı çocuklar için ortak alanlar oluşturmak ve bu alanlarda nasıl davranacaklarına yönelik rehberlik yapmak önemlidir. Bu okul öncesi dönemde ortak kullanılan yemek masası, oyun alanlarında birbirlerinin haklarını ihlal etmeme konusunda vicdan sahibi birey yapmakla başlayabilir. Bu gibi durumlar için kolaylaştırıcı olması açısından kuralların belirlenmesi ve bu kurallara uyulması konusunda tembihler uygulanırken dünya üzerindeki kimi çalışmalar sadece kuralların yeterli olmadığını gösterdi. Bu noktada ikili ya da çoklu iletişim önemlidir.
Eskiden tek odada yemek yenir, ders çalışılır, televizyon seyredilir, masallar anlatılırdı. Bu bireylerde paylaşma kültürünü arttırırdı. Şimdi aile içinde bireylerin bireysel çalışmalar, alanların genişlemesi, teknoloji bu ortak yaşam alanlarında geçirilen zamanı azaltıyor. Her ne kadar bireysel çalışmalar/işler için bireysel zamanlar ayrılsa da aile içinde ortak kullanım alanları olmalıdır.
Ayrıca bu gibi çocukların yetişmemesi için alınacak önlemlerden biri çocuğun yaşı ve anlayabilme kapasitesi doğrultusunda ona empati yeteneği kazandırabilmektir.
Narsist ya da bencil neslin yetişmemesi adına ortak alan, ortak vakit, ortak ürün kullanımı artmalıdır. (Bu elbette çocuklarda bireysellik duygusunu köreltmeden, onların kendilerine ait olması gereken çemberleri olması gerektiğini hissetmesine mani olmadan gerçekleşmelidir.) Bu kimi ailelerde ayrı/özel alan olarak tasarlanması gereken durumlarda dahi birleştirilmiş durumları yaratmak olarak algılanmamalıdır. İki çocuğunuza ayrı kütüphane oluşturmaktansa birlikte tasarlayıp kullandıkları bir kütüphane oluşturulabilir. Ancak onların ilgi alanları, yaşları, kişisel özellikleri dikkate alınarak ayrı kitaplar alınabilir. bırakın hangi kitabı nereye koyacaklarına onlar karar versin, konuşup anlaşıp paylaşsın...
Kaynakça:
"Oyun oynama hakkı", Eğitimpedia (http://www.egitimpedia.com/egitim-2/oyun-oynama-hakki)
KIRPINAR, İSMET. (2009, Ekim) "NARSİST KİŞİ-NARSİSİZMİN KÜLTÜRÜ." Türkyurdu dergisi, Sayı:266, Sayfa: 26-31
Tarhan, N. (2008) Psikolojik Savaş, Timaş yayınları, İstanbul
Dilerseniz bu sorunun cevabını sona bırakıp narsisizm bahsedelim. Narsisistik ruh hali büyüklük ruh hali olarak da tanımlanır. Başkalarını anlayamama, davranışlarda görülen büyüklenme, beğenilme ihtiyacı, kendini özel ve önemli görme, empati yapamama gibi durumlarla bu ruh hali kendini açık eder. Narsistler kibirlidir, saygı göstermekten ziyade saygı beklerler. Gerçek sorunları sevememektir. Başkalarına karşı sevgi göstermez ancak saygı ve itibar beklerler. Bilinçaltında kendilerini değersiz ve eksik hissederler, bunu kapatabilmek için de kusursuz olma çabası içindedirler.
Ne yazık ki, dünya üzerinde değişen değerlerle ve yaşam tarzıyla birlikte bencilleşen bireylerin arttığını da söylemek mümkündür. Peki henüz bencilleşmeden, narsist olmadan, narsisistik ruh haline yaklaşmadan neler yapılabilir?
Çocukları henüz çocukluklarının ilk yıllarından itibaren onları, paylaşmayı öğrenecekleri şekilde yetiştirmek önemlidir. Paylaşımcı çocuklar için ortak alanlar oluşturmak ve bu alanlarda nasıl davranacaklarına yönelik rehberlik yapmak önemlidir. Bu okul öncesi dönemde ortak kullanılan yemek masası, oyun alanlarında birbirlerinin haklarını ihlal etmeme konusunda vicdan sahibi birey yapmakla başlayabilir. Bu gibi durumlar için kolaylaştırıcı olması açısından kuralların belirlenmesi ve bu kurallara uyulması konusunda tembihler uygulanırken dünya üzerindeki kimi çalışmalar sadece kuralların yeterli olmadığını gösterdi. Bu noktada ikili ya da çoklu iletişim önemlidir.
Eskiden tek odada yemek yenir, ders çalışılır, televizyon seyredilir, masallar anlatılırdı. Bu bireylerde paylaşma kültürünü arttırırdı. Şimdi aile içinde bireylerin bireysel çalışmalar, alanların genişlemesi, teknoloji bu ortak yaşam alanlarında geçirilen zamanı azaltıyor. Her ne kadar bireysel çalışmalar/işler için bireysel zamanlar ayrılsa da aile içinde ortak kullanım alanları olmalıdır.
Ayrıca bu gibi çocukların yetişmemesi için alınacak önlemlerden biri çocuğun yaşı ve anlayabilme kapasitesi doğrultusunda ona empati yeteneği kazandırabilmektir.
Narsist ya da bencil neslin yetişmemesi adına ortak alan, ortak vakit, ortak ürün kullanımı artmalıdır. (Bu elbette çocuklarda bireysellik duygusunu köreltmeden, onların kendilerine ait olması gereken çemberleri olması gerektiğini hissetmesine mani olmadan gerçekleşmelidir.) Bu kimi ailelerde ayrı/özel alan olarak tasarlanması gereken durumlarda dahi birleştirilmiş durumları yaratmak olarak algılanmamalıdır. İki çocuğunuza ayrı kütüphane oluşturmaktansa birlikte tasarlayıp kullandıkları bir kütüphane oluşturulabilir. Ancak onların ilgi alanları, yaşları, kişisel özellikleri dikkate alınarak ayrı kitaplar alınabilir. bırakın hangi kitabı nereye koyacaklarına onlar karar versin, konuşup anlaşıp paylaşsın...
Kaynakça:
"Oyun oynama hakkı", Eğitimpedia (http://www.egitimpedia.com/egitim-2/oyun-oynama-hakki)
KIRPINAR, İSMET. (2009, Ekim) "NARSİST KİŞİ-NARSİSİZMİN KÜLTÜRÜ." Türkyurdu dergisi, Sayı:266, Sayfa: 26-31
Tarhan, N. (2008) Psikolojik Savaş, Timaş yayınları, İstanbul
Yorumlar