Bilim Okuryazarlığı
Bilim okuryazarlığı, bilimin herhangi bir dalıyla ilgilenme, araştırma, okuma, anlama ve yorumlama yetisine sahip olmak demektir. Bilime okuryazar olmuş kişiler, eğitim düzeyleri ne olursa olsun; bilime ilgi duyan, sorgulayan, öğrenmeye çalışan, beynini bir bilgi için maksimum düzeyde kullanan kişilerdir.
Kapitalist düşüncenin ve yaşam tarzının yayılmasıyla birlikte bilim okuryazarlığı, gelişen dünyaya rağmen önemsenmemiştir. Ancak bilim okuryazarı olmamızın gerekliliği su götürmez bir gerçektir. Bilim her adımıyla hayatı daha farklı kılarken, bilim okuryazarlığı insanın düşünsel yetisini arttırır, yorumlama ve algılama dünyasını geniştir. Bilim, insanlığa psikolojik ve fiziksel anlamda yenilikler sunarken, doğru adımlar atması yine insanların iradesine bağlıdır. Bilimin en doğru şekilde kullanılması için onu bir hamur gibi doğru şekillendirmemiz gerekir. Bu şekillendirmeyi yapabilmek için öncesinde doğru bilgiye sahip olmak şarttır. Bilime kendini adamış kişiler bilim okuryazarı olabilir, toplumların bilimle ilgilenmeyen kısmı bilim okuryazarı olmak zorunda değildir." demek dünya üzerindeki her gelişmeyi sadece belli bir kesimin seçimine bırakmak demektir. Ben bunun aksini düşünüyorum. Her birey her bilgiye sahip olamaz ancak her birey insanlığa yarar sağlayabilecek bir fikre bir görüşe sahip olabilir ve her birey bilimin etik ve ahlak çerçevesinde değerlendirilmesinde fikrini beyan edebilme hakkına da sahiptir. Bilim okuryazarı olmak, her bireyin hayata dair bilgilenmesini ve bu bilgileri günlük hayatta kullanmasını sağlar. Bu nedenle bilim okuryazarlığının önemi büyüktür.
Bilim okuryazarlığının önemi bilinmesine rağmen bir çok toplum bilimi sevdirememiş, bilimin doğru bir eğitimle verilmesi sağlanamamıştır. Bunun için öncelikle yetişkinlerin, kendi anlayışlarını rayına koyup, yeni nesile nasıl davranması gerektiğini bilmesi gerekir. Öncelikle bilim sadece matematik, fen, edebiyat değildir. Bilimi anatomide bir enerji, resmin içindeki bir dağın madeni ve jeolojik bilgiler gibi farklı anlayışlarla bakabileceğimiz öğretiler olarak görmemiz gerekir.
Bilim okuryazarı çocuklar yetiştirmek için öncelikle evimizde yaşamın içinde bilimin birçok dalı olduğunun farkındalığını oluşturmamız şarttır. Kaynayan sudan, erken eriyen açık renk boya kalemlerine, deterjanların içerdiği maddelere kadar, birçok davranışımızı nedenleri ve niçinleriyle anlatmamız şarttır. Ayrıca anlatırken bilgilendirdiğimizden de emin olmalıyız. Bu yöntem bilimi ders olarak değil, hayatın bir parçası olarak gören bir neslin inşasına yardımcı olacaktır. Öğretmenlerinde derslerde bu yöntemi uygulaması hem ilgi çekici ve derse odaklayıcı hem de kalıcı bilgiye ulaşmayı kolaylaştırıcı bir niteliğe sahiptir.
Yaşama görelik ilkesinin uygulanmasının dışında, bilimi bilimlerle entegre halinde öğrenmek gereklidir. Fizik tarihle; kimyayı jeolojiyle bütünleştirmek daha akılda kalıcı daha merak uyandırıcı ve bilimi sevmeye daha yakın olan bir yöntemdir.
Bilim okuryazarlığını arttırmak için, düşünmeye odaklı bir toplum olmalıyız. Bunun yolu da okumaktan geçer. Daha çok okumak daha bilgili olmakla birlikte daha sağlam araştırmacı olmayı da beraberinde getirir. Bilimle ilgili dergiler, kitaplar okumak; bilmediğimiz noktalarda insanlara sormaktan çok araştırıp okumak, bu davranışları çocuklarımıza ve kendimize aşılamak bilim okuryazarlığına giden bir yoldur.
Tüm bunlarla birlikte bilim okuryazarları bilimi doğru kullanabilen kişiler olma yolunda ilerlemelidirler. Bunun yegane yöntemi ise erdemli birey yetiştirmektir. Evrensel ahlak kurallarını içselleştirmiş, kendi ülkesinin gelişimiyle birlikte tüm dünyadaki insanların barış ve refah içinde yaşamasını benimsemiş bireyler olmaları gerekmektedir. Bu çerçevede yetiştirilen bireylerin, gelecekte ne iş yaparlarsa yapsınlar mesleklerinde daha fazla faydalı olmaya odaklanmış bireyler olmaları öngörülür. Bilim okuryazarı olma yolunda ilerleyen, dünyaya ahlak çerçevesinde nice başarılar atan, atalarından başarılı insanoğlunun yetişmesi temennisiyle...
Kapitalist düşüncenin ve yaşam tarzının yayılmasıyla birlikte bilim okuryazarlığı, gelişen dünyaya rağmen önemsenmemiştir. Ancak bilim okuryazarı olmamızın gerekliliği su götürmez bir gerçektir. Bilim her adımıyla hayatı daha farklı kılarken, bilim okuryazarlığı insanın düşünsel yetisini arttırır, yorumlama ve algılama dünyasını geniştir. Bilim, insanlığa psikolojik ve fiziksel anlamda yenilikler sunarken, doğru adımlar atması yine insanların iradesine bağlıdır. Bilimin en doğru şekilde kullanılması için onu bir hamur gibi doğru şekillendirmemiz gerekir. Bu şekillendirmeyi yapabilmek için öncesinde doğru bilgiye sahip olmak şarttır. Bilime kendini adamış kişiler bilim okuryazarı olabilir, toplumların bilimle ilgilenmeyen kısmı bilim okuryazarı olmak zorunda değildir." demek dünya üzerindeki her gelişmeyi sadece belli bir kesimin seçimine bırakmak demektir. Ben bunun aksini düşünüyorum. Her birey her bilgiye sahip olamaz ancak her birey insanlığa yarar sağlayabilecek bir fikre bir görüşe sahip olabilir ve her birey bilimin etik ve ahlak çerçevesinde değerlendirilmesinde fikrini beyan edebilme hakkına da sahiptir. Bilim okuryazarı olmak, her bireyin hayata dair bilgilenmesini ve bu bilgileri günlük hayatta kullanmasını sağlar. Bu nedenle bilim okuryazarlığının önemi büyüktür.
Bilim okuryazarlığının önemi bilinmesine rağmen bir çok toplum bilimi sevdirememiş, bilimin doğru bir eğitimle verilmesi sağlanamamıştır. Bunun için öncelikle yetişkinlerin, kendi anlayışlarını rayına koyup, yeni nesile nasıl davranması gerektiğini bilmesi gerekir. Öncelikle bilim sadece matematik, fen, edebiyat değildir. Bilimi anatomide bir enerji, resmin içindeki bir dağın madeni ve jeolojik bilgiler gibi farklı anlayışlarla bakabileceğimiz öğretiler olarak görmemiz gerekir.
Bilim okuryazarı çocuklar yetiştirmek için öncelikle evimizde yaşamın içinde bilimin birçok dalı olduğunun farkındalığını oluşturmamız şarttır. Kaynayan sudan, erken eriyen açık renk boya kalemlerine, deterjanların içerdiği maddelere kadar, birçok davranışımızı nedenleri ve niçinleriyle anlatmamız şarttır. Ayrıca anlatırken bilgilendirdiğimizden de emin olmalıyız. Bu yöntem bilimi ders olarak değil, hayatın bir parçası olarak gören bir neslin inşasına yardımcı olacaktır. Öğretmenlerinde derslerde bu yöntemi uygulaması hem ilgi çekici ve derse odaklayıcı hem de kalıcı bilgiye ulaşmayı kolaylaştırıcı bir niteliğe sahiptir.
Yaşama görelik ilkesinin uygulanmasının dışında, bilimi bilimlerle entegre halinde öğrenmek gereklidir. Fizik tarihle; kimyayı jeolojiyle bütünleştirmek daha akılda kalıcı daha merak uyandırıcı ve bilimi sevmeye daha yakın olan bir yöntemdir.
Bilim okuryazarlığını arttırmak için, düşünmeye odaklı bir toplum olmalıyız. Bunun yolu da okumaktan geçer. Daha çok okumak daha bilgili olmakla birlikte daha sağlam araştırmacı olmayı da beraberinde getirir. Bilimle ilgili dergiler, kitaplar okumak; bilmediğimiz noktalarda insanlara sormaktan çok araştırıp okumak, bu davranışları çocuklarımıza ve kendimize aşılamak bilim okuryazarlığına giden bir yoldur.
Tüm bunlarla birlikte bilim okuryazarları bilimi doğru kullanabilen kişiler olma yolunda ilerlemelidirler. Bunun yegane yöntemi ise erdemli birey yetiştirmektir. Evrensel ahlak kurallarını içselleştirmiş, kendi ülkesinin gelişimiyle birlikte tüm dünyadaki insanların barış ve refah içinde yaşamasını benimsemiş bireyler olmaları gerekmektedir. Bu çerçevede yetiştirilen bireylerin, gelecekte ne iş yaparlarsa yapsınlar mesleklerinde daha fazla faydalı olmaya odaklanmış bireyler olmaları öngörülür. Bilim okuryazarı olma yolunda ilerleyen, dünyaya ahlak çerçevesinde nice başarılar atan, atalarından başarılı insanoğlunun yetişmesi temennisiyle...
Yorumlar