Yalan Söyleme Davranışı
Bazen çocukların müthiş hayal güçleri bizleri etkiler ve onları dinleriz.Ancak söyledikleri her zaman doğru mudur bilemeyiz.
Henüz 5 - 6 yaşlarından daha küçük çocuklarda gerçeklik algısı oluşmamıştır. Bu; çocuğun gerçek olmayan olaylara inandığı, sizin "hayır yalan söylüyorsun" söyleminize karşılık inkar ederek "ama gerçekten..."diye karşılık vereceği anlamına gelir. Örnekle açıklarsak 4 - 5 yaşlarındaki kızınız akşam babasına "baba bugün Ayşe bize geldi birlikte oyun oynadık" demesi, halbuki o gün eve misafir gelmemesi ebeveynleri telaşlandırır. "Ayşe kim?" diye sorduğunuzda çocuk oyuncak bebeğini gösterebilir. Bu yaştaki çocuğun oyuncak bebeği ile oyun oynaması, kurduğu hayalleri gerçek sanması gerçeklik algısı kazanmadığını gösterir. Biz buna yalan diyemeyiz.
Ancak 6 yaşlarından itibaren gerçeklik algısı kazanılır ve söylenenler yalan olarak algılanabilir. Alışkanlık haline gelen yalanlar artık masum sayılamaz.
Yalan söyleme davranışını fark eden ebeveyn çocuğuna daha da dikkat ederek yaklaşmalıdır. Genelde yalan söyleyen çocuğa ceza verilir. Ancak çocuk yalanın yol açacağı zararları algılayamazsa sadece cezadan kaçmak için yalan söyleme davranışını bastırır. Ayrıca ceza uygulamayan bir kişi ile karşılaştığında çocuğun yalan söyleme davranışı tekrar peyda olur. Bundan sonuçla yalanı ceza ile ortadan kaldırmamız zor hatta imkansızdır.
Ebeveynlerin yalan söylemediği bir ortamda çocuk yalan söyleme davranışına çok da başvurmaz. Sonuçta çocuk kendine model aldığı, taklit ettiği kişilere dikkat kesilir. Öyleyse ebeveyn olarak çocuklarımıza yalan söylemeyen bireyler olduğumuzu davranışlarımızla göstermeliyiz.
Çocuğun yalan söylediğini fark ettiğimizde önce bunu körükleyen bir başka durum var mı bunu tespit etmeliyiz. Örneğin baskı altında mı, alay edileceği korkusu mu taşıyor? Bunu anlamak yalandan daha derin sorunların derinleşmesinin önünü tıkar. Duruma göre müdahale etmek daha yerinde olur. Buna örnek tuvalet konusunda sizden yardım isteyen çocuk siz başka kişilerin yanında (yakınınız bile olsa) ona bu konuda soru sorduğunuzda ("tuvaletin mi var?" gibi...) doğru cevap vermesi zordur. Çocuk daha sonraları başkalarının yanında bu konuda yalan söyleme davranışını alışkanlık edinebilir. Daha da kötüsü tekrar tuvalet eğitimi vermek, bu konuda çocuğu yeniden onore etmek durumunda kalabilirsiniz.
Çocuğa "yalan söyleme" diye ikazdan ziyade, içinde bulunduğumuz olay ile ilgili doğruyu söylediğinde ne gibi sonuçlarla karşılaşacağını söylemek daha yerinde olur. Çocuklar engellenmeyi değil, olayları sonuçlarıyla yaşamayı ve görmeyi arzularlar. Bir çocuğa güvenmediğimizi değil, onun yalan söylemesi ile ne gibi sonuçlar doğabileceğini açıklayabilirsiniz. Yalancı çoban hikayesi buna güzel bir örnektir.
Okulda yaşananlarla ilgili yalan söylediğini fark ettiğimizde, yalan söylüyorsun öğretmenin öyle söylemedi demek çocukla aramıza duvar örmek demektir. Hatta bu duvarı çocuk öğretmeni ile arasına da örer. Bunun yerine okulda yaşanan olayları dürüst bir şekilde söylediğinizde ona yardımcı olacağımızı, destek olacağımızı, öğretmeninin ve ailesinin onu kollayacağını söylemek daha fazla güven aşılar. Çocuk güvendiğinde yalan söyleme ihtiyacı hissetmez. Yalana başvurmaya ihtiyaç duymaz. Bu doğruları söyleme konusunda güzel bir adımdır.
Yarının dünyasında işini, dostluklarını dürüstlükle kazanacak yetişkinlerin; şimdiden güzel yetiştirilmesi duası ile...
Yorumlar